20 Ekim 2017 Cuma

                                                 yolculuk 

Ne ile sınandığımızı bilmediğimiz bir sınavın içinde, ufacık bir amacım olmadan oradan oraya koşuşturuyorum. Dışarıda ne yağmur yağıyor ne de güneş var. Anlamsızlığın içinde parçaları birleştirip bir şeyleri anlamaya, anlamlandırmaya çalışıyorum. Her şey karanlık ve ışıkları yakmaya giderken tökezleyip düşmekten yoruldum. İte kalka ilerleyen hayatlar, çamura bulanmış dizler ve nereye çıktığı belli olmayan bir yol. Sonunda elimi tutacak mısın?   

Hızla geçip giden arabaları saymaya çalışırken ıskaladığım onca güzel ağacı anımsıyor gibi oluyorum, sonrasında derin bir pişmanlık uyanıyor yüreğimde. İnsan doğru zamanda, doğru yere bakamaz mı hiç?

Bir yerlere varmaya çalışıyoruz ama bir yerlerden ayrılamıyoruz hiçbir zaman. Ayaklarına zincirlenmiş koskoca bir geçmişle tepeleri aşmaya ve yakalamaya çalışıyorsun. Koşuyorsun, ardında ne varsa kaçıyorsun hepsinden. Yürümeyi en çok sevdiğin yolda hiç kalmıyor ayak izin. Başlangıçta her şeyden kurtulduğunu zannediyorsun. Kimse durdurmuyor seni. O yolun bitmediğini kimse söylemiyor sana. Telaşlı bir veda ve tedirgin bir sarılış. Camı açtığında bambaşka bir gürültü var artık ve kaçtığını zannettiğin zaman süresince her şey arkada kalmış gibi geliyor. Ama sonra, çok sonra anlıyorsun ki arkada kalan sen olmuşsun. Söyleyemediğin her ne varsa ayağına dolanmışken kaçmak, o kadar kolay değil. Bağlarımı çözer misin?

Gidebilmiş olmayı dilerdim herkesten ve her şeyden önce. Üç kişiyle çıkılan yolculuklarda, arabanın arkasında, şarkılara eşlik etmeye çalışıyorum hep. Sevmek istiyorum ve sevilmek. Kim istemez ki? Ama en çok bir yerlere ait olduğumu hissetmek istiyorum. Yönsüz kalmak, kaçmaktan daha zor. Eve gitmek istiyorum, evim nerede bilmiyorum. Bulamıyorum. Çünkü bu sokaklar aynı değil artık. Köşenin başındaki sokak lambası yok, bahçedeki erik ağacı kesilmiş ve toprak araziye çocuk parkı yapılmış. Nerede olduğumu bulmama yardım eder misin? 

Koşar adım yürüyüp geçiyorum tüm evlerin önünden ve hatırlamaya çalışıyorum her şeyi. Başka türlü nasıl yaşar ki insan? Kim olduğunu bilmek istemiyorum, yüzünü görmek istiyorum yalnızca ve koşmak. Uzak, çok uzak bir yere gitmek istiyorum ama yabancı olmak istemiyorum hiçbir yere. Denize dalıp boğulmamak istiyorum, beni kurtar istiyorum. Sanırım çok şey istiyorum. Ne yapacağımıza karar verir misin? 

Buradan bir kuş havalanacak şimdi ve ben nerede olduğumu unutacağım yine. Zamansız yaşamayı ve zamanı unutacağım tıpkı az önce uçan kuşu unuttuğum gibi. Bunları boşver, benimle burada dans eder misin? 

Bu yolculuk bittikten sonra olacakları görebiliyor musun? Önce şarkımızın sözlerini unutacaksın, sonra melodisini ve yavaş yavaş beni. Arada bir şarkı çalıyor ve ben aklına geliyorum. Nasıl unuttuğunu merak ediyorsun. Ama unuttuğun şarkı değil, sarılırken aklımdan geçenler. Sen de biliyorsun, sadece aklına gelmiyor. Ben gibi.