eski düş
eski bir gecenin eteğinde
ya da ışığın tozlu kalabalığında
şimdilerde aklım nerede bilmiyorum
sokak başlarını hatırlar gibi
bulutları omuzlarımda taşıyorken
ayağıma batıyor dikeni
soğuk bir sevginin ve
ellerimi belirsizliğe bulamakla meşgulüm
ayaklarıma rüzgâr dolandıkça
gözümü kapadığım rüyalardan
-en çok da uyandığım sabahlarda-
kaçıyorum ki, bulamasın beni hiçbir son
üst geçitlerin altından seslenen gürültü
alt geçitlerden üstüme gelen dalga
ne durmak biliyor sisli gök
ne de yolunu öğreniyor
cama uzanan kırık bir dalda
açmaya çalışıyor eski bir çiçek
bense başımı acıya yaslamakla yükümlüyüm