sen yağmur dök
yağmurlu bir yol düşlüyorum
başı olmayan, sonu yaratılmayan
düşlüyorum ki içi boş bir gecenin
bardakları dolsun ağzına kadar
kederli yağmurlarla,
çamurlu yağmurlarla
bu gece sesi işitilmeyen bir kuş
kendini asacak göklerden aşağı
ne yıldız olacak orada ne de ay
kederli yağacak yağmur
ve çamur getirecek ardından
ben bu gece bir düşü öldüreceğim
kanı benim elime bulanacak, kirli
duvarlara sürterek yürüyeceğim
kederli yağmur beni temizleyecek
ama çamur silinmeyecek hiç
bir ayna koyacağım karşıma
sesime kulak vermeden geçip gidecek
"bak!" diyeceğim, "buradayım hâlâ."
yağmur kederli yağsa da
ayaklarım hep çamura bulansa da.