9 Mayıs 2016 Pazartesi

                         bir gece vakti ya da gitmeden önce

şimdi neye göz yumuyorsun
döndüğün son kavşağa mı
ya da unuttuğun kışlara mı

şimdi neye yüzünü dönüyorsun
tükettiğin sabahlara mı
ya da yazamadığın satırlara mı

şimdi nereye doğru koşuyorsun
sarıya boyadığın göklere mi
yoksa elinden tutan güneşlere mi

şimdi neyi bekliyorsun
kaçırdığın otobüsleri mi
ya da korktuğun bisikletleri mi

şimdi neden ağlıyorsun
elinde can veren balığa mı
yoksa içinde büyüttüğün çocuğa mı

şimdi neye üzülüyorsun
kuruyup giden ellerine mi
ya da silemediğin gözlerine mi

şimdi neden kaçıyorsun
hiç dinlemediğin bir şarkıdan
yoksa önsözü olmayan bir kitaptan mı

şimdi kime sesleniyorsun
apartmanın en üst katına mı
ya da öbür taraftaki camlara mı

şimdi nereye bakıyorsun
batmayan günün kızıllığına mı
yoksa görülmemiş bir yıldıza mı

şimdi nereyi hayal ediyorsun
birbiri ardınca eriyen yokuşları mı
ya da hiç oturmadığın bir bankı mı

şimdi nelerden uyanıyorsun
gözünü kapattığın acılarından mı
yoksa gördüğün rüyalardan mı

tüm bunlardan sonra
karaburun'a da gider miyiz?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder